NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2322 >>

باب النزول عند إدراك القائلة

164- Dinlenme Zamanı Geldiğinde Konaklamak

 

أخبرني محمد بن إسماعيل بن إبراهيم قال حدثنا سليمان قال أخبرني إبراهيم عن الزهري عن سنان بن أبي سنان الدؤلي أن جابر بن عبد الله الأنصاري أخبره أنه غزا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم غزوة قبل نجد فأدركتهم القائلة يوما في واد كثير العضاة فنزل رسول الله صلى الله عليه وسلم وتفرق الناس في العضاه يستظلون بالشجر ونزل رسول الله صلى الله عليه وسلم تحت شجرة فعلق بها سيفه قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لرجل عنده إن هذا اخترط سيفي وأنا نائم فاستيقظت وهو في يده صلتا فقال لي من يمنعك مني فقلت الله فقال من يمنعك مني فقلت الله فشام السيف وجلس وهو ذا جالس ثم لم يعاقبه رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

[-: 8801 :-] Cabir b. Abdillah el-Ensari anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Necd taraflarına doğru bir gazveye çıkmıştık. Ağaçları çok olan bir vadide iken öğle istirahatı zamanı geldi. Orada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indi ve insanlar ağaçların gölgelerine dağıldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ağacın gölgesine indi ve kılıcını ağaca astı. Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındaki bir adama şöyle anlattı: "Ben uyurken bu adam kılıcımı aldı ve uyandığımda kılıcı kınından çekip: «Seni benden kim kurtaracak?» dedi. Ben de: «Allah» dedim. Adam bir daha: «Seni benden kim kurtaracak?» dedi. Ben yine: «Allah» dedim. Adam bir defa daha: "Seni benden kim kurtaracak?" dedi. Ben yine: «Allah» dedim. Bunun üzerine adam kılıcı kınına geri soktu ve oturdu." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bu yaptığından dolayı bir ceza vermedi.

 

Tuhfe: 2276

8719. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

نزول الدهاس من الأرض بالليل

165- Kumluk Bir Yerde Gece Konaklamak

 

أنبأ محمد بن المثنى ومحمد بن بشار عن محمد قال حدثنا شعبة عن جامع بن شداد قال سمعت عبد الرحمن بن علقمة قال لنا أبو عبد الرحمن كذا في كتابي والصواب عبد الرحمن بن أبي علقمة قال سمعت عبد الله بن مسعود يقول أقبلنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم زمن الحديبية فذكروا أنهم نزلوا دهاسا من الأرض يعني بالدهاس الرمل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من يكلؤنا فقال بلال أنا يا رسول الله قال إذا ننام فناموا حتى طلعت الشمس فاستيقظ ناس فيهم فلان وفلان وفيهم عمر فاستيقظ النبي صلى الله عليه وسلم فقال افعلوا كما كنتم تفعلون ففعلنا قال كذلك فافعلوا لمن نام أو نسي قال وضلت ناقة رسول الله صلى الله عليه وسلم فطلبتها فوجدت حبلها قد تعلق بشجرة فجئت بها فركب فسرنا وكان النبي صلى الله عليه وسلم إذا نزل عليه الوحي اشتد ذلك عليه وعرفنا ذلك فيه فتنحى منتبذا فخلفنا فجعل يغطي رأسه فيشتد عليه حتى عرفنا أنه قد أنزل عليه فأتانا فأخبرنا أنه أنزل عليه إنا فتحنا عليك فتحا مبينا

 

[-: 8802 :-] Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: Hudeybiye zamanında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte kumluk bir yerde konakladık. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Kim nöbetimizi tutacak?" deyince, Bilal: "Ey Allah'ın Resulü! Ben tutarım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "0 zaman uyuyun" buyurdu. Güneş çıkana kadar uyuduk. Ancak içlerinden filan, filan ve Hz. Ömer uyandılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de uyandığında (namaz konusunda): "Daha önce yaptığınız gibi yapın" buyurdu. Biz de öyle yaptık. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Namaz konusunda) Uyuyup kalan ve unutan öyle yapsın" buyurdu. Bir ara Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devesi kayboldu. Devenin ipinin bir ağaca takılı olduğunu gördüm ve onu alıp geri geldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devesine bindi ve yolumuza devam ettik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vahiy geldiği zaman üzerine bir sıkıntı çökerdi. Aynı sıkıntının üzerine çöktüğünü gördük. Bundan dolayı arkamızda bir kenara çekildi, başını kapattı ve sıkıntısı daha da arttı. O zaman kendisine vahyin indiğini öğrendik. Yanımıza geldi ve: "Doğrusu Biz sana apaçık bir zafer sağlamışızdır" (Fetih 1) ayetinin indiği haberini verdi.

 

10288. hadiste tekrar gelecektir.  -  Tuhfe: 9371

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Dftvud (447) ve Ahmed, Müsned (3657, 3710, 4307, 4421) rivayet etmişlerdir.

خالفه المسعودي

 

أنبأ سويد بن نصر قال أنبأ عبد الله عن المسعودي عن جامع بن شداد عن عبد الرحمن بن أبي علقمة قال قال عبد الله لما رجع النبي صلى الله عليه وسلم من الحديبية قال من يحرسنا الليلة قال عبد الله فقلت أنا قال إنك تنام وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من يحرسنا الليلة قال فقلت أنا قال إنك تنام ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من يحرسنا الليلة قال وسكت القوم فقلت أنا قال فأنت إذا قال فحرستهم حتى إذا كان من وجه الصبح أدركني ما قال رسول الله صلى الله عليه وسلم فنمت فما استيقظت إلا بحر الشمس على أكتافنا فقام النبي صلى الله عليه وسلم فصنع كما كان يصنع فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لو شاء الله أن لا تناموا عنها لم تناموا ولكن أراد أن تكون سنة لمن بعدكم لمن نام أو نسي

 

[-: 8803 :-] Abdullah (b. Mes'ud) anlatıyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hudeybiye zamanında yanımıza geldiği zaman: "Kim bu gece nöbetimizi tutacak?" diye sordu. Ben: "Ben tutarım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Sen uyursun" karşılığını verdi ve bir daha: "Kim bu gece nöbetimizi tutacak?" diye sordu. Yine: "Ben tutarım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen uyursun" karşılığını verdi ve bir daha: "Kim bu gece nöbetimizi tutacak?" diye sordu. Herkes sustu. Bunun üzerine ben yine: "Ben tutarım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman sen tut" buyurdu. Ben de onların nöbetini tuttum. Ancak sabaha karşı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dediği gibi oldu ve uyudum. Uyandığımda güneşin kızgınlığı omuzlarımızdaydl. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve (namaz konusunda) her zaman yaptığı gibi yaptı ve:

 

"Allah uyumanızı istemeseydi uyumazdınız. Ancak Allah sizden sonrakilere, uyuyanlara ve unutanIara bu konuda sünnet olsun istedi" buyurdu.

 

Tuhfe: 9371

 

 

الوقود والاصطناع بالليل

166- Gece Ateş Yakıp Yemek Yapmak

 

أنبأ يعقوب بن إبراهيم قال حدثنا يحيى عن محمد بن أبي يحيى قال حدثني أبي أن أبا سعيد الخدري أخبره أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لما كان بالحديبية قال لا توقدوا نارا بليل فلما كان بعد ذلك قال أوقدوا واصطنعوا فإنه لا يدرك قوم بعدكم صاعكم ولا مدكم

 

[-: 8804 :-] Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)  Hudeybiye zamanlarında: "Gece ateş yakmayın" emrini verdi. Bir zaman sonra: "Ateş yakın, yemeklerinizi yapın ve infakta bulunun. Sizden sonra gelecek hiçbir kavim (infakta) sizin ne bir sa'nıza, ne de bir müd'dünüze ulaşabilir" buyurdu.

 

Tuhfe: 4441

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.